Ben şöle bişi gördüm ki bu devirde insanlar YÜCE RABBİMİZE (C.C) ---*TANRI*---
diyorlar bu insanlar arasında müslümanlarda var bence bu hiçte hoş bi durum ve söyleyiş diil herkes aklını başına alsın...:::
___Günümüzde insanların büyük çoğunluğu kafalarında tasavvur edip gökte
bir koltuğa oturttukları "TANRI"ya tapmaktadırlar. Bu TANRI şu kadar ya
da bu kadar büyüktür!.. Bazen insanların işlerine karışır, bazen de
onları kendi hâline bırakır!!!.. Kimi zaman onları sever, kimi zaman
yaptıklarına üzülür ama bir türlü onlara müdahale de edemez!.. Kâh
kimilerinden hesap sorar; kâh da milyonlarla insanı katleden,
süründüren zâlimlere hiçbir şey yapmayıp onları seyreder!!!.. Bazen
yahûdilerin ilâhı olur, bazen hıristiyanların, bazen mecûsilerin, bazen
diğerlerinin, bazen de hiçbirinin!...Yani Tanrı denince akla çok farklı
kavramlar gelir.Bir budist'e göre Buda,Güneşe tapanlara göre
Güneş,satanistlere göre şeytan(tövbe haşa),ateistlere göre doğa vb...
Başlar sıkıştığında O'na sığınılır ve herkesin kendi zannına göre,
icâbeti beklenir; ancak ne yazık ki, çok kere istenen cevap alınmaz!!!
Oysa... Evet, oysa...
Kendi hayâlimizde kendi arzu, şartlanma, yapısal özelliklerimize göre
icat ettiğimiz r0;TANRIYIr1; bir süre için bir yana bırakabilsek de;
İslâm Dîni'nin anlattığı ÂLEMLERİN RABBI OLAN, "ALLAH İsmiyle İşaret
Edilen" anlayışını kavrasak!..
Gerçeklerin; hayâlimizde varedip, besleyip, geliştirdiğimiz "TANRI" anlayışı ile hiç bağdaşmadığını bir idrak edebilsek!..
"ALLAH İsmiyle İşaret Edilen" varlığın nizamını, kanunlarını,
sistemini, neyi niye, nasıl, neden varettiğini anlayabilsek. Muhakkak
ki yaşama bakış açımız çok büyük açılarla değişecek ve her şeyi çok
daha iyi anlayabileceğiz!..
Aksi takdirde kozamızda, çevremizde bir kat daha iplik örecek;
kozamızdan başımızı çıkarmayı gerçekleri görmeyi, gerçeklerin âlemini
uçmayı istemememiz dolayısı ile de gözümüzü kaynar suda açacağız!..İş
işten geçtikten sonra da. Ne yazık ki, o günde hiçbir mazeret kabul
edilmeyecektir!..
Herhangi bir konuda, herhangi bir âyete ya da hadîse dayanmayan bir
biçimde, "bu iş şöyledir veya böyledir" şeklinde verilen hükümler;
yahut geleceğe dönük bir biçimde "Allah şöyle yapar" gibi verilen indî
hükümler; genellikle hep bizim "hayâlimizdeki ilâh"a dayanan indî
hükümlerdir!.. Ve bunlardan dolayı da pişman olmamız büyük bir ihtimal
mukadderdir!..Öyle ise...
Önce, "hayâlimizdeki TANRIYI" bir yana koyup, "Âlemlerin Rabbı ALLAH"ı
öğrenmek mecburiyetindeyiz!.. Aksi takdirde cehaletimizin bize vereceği
zararları şu dünya hayatında idrâk etmemize asla imkân olmaz.
Ne olursa olsun; kimse hakkında bir hüküm vermeyelim ve "Yaptığının
neticesine kendisi katlanacaktır. Hüküm Allah'a aittir" diyerek kişisel
yorumları terkedelim.
Zaten, biz başkalarını yargılamak için değil. Allah'ı bu dünya
hayatında bilmek ve onun yarattığı âlemleri, kanunları, sistemleri
idrâk edip, gereğini yaşamak ve ölümötesi yaşama hazırlanmak için varız!
Şunu da unutmayalım ki, sporun her türünün, oyunun her türünün kendisi
için geçerli olan bir kitabı, bir kurallar toplamı vardır!.. Siz o
sporu veya o oyunu oynamak istiyorsanız; o kurallara uymak
mecburiyetindesiniz!. Oyun içinde canınızın istediği gibi yeni kurallar
getiremezsiniz!. Basket oynarken, topu ayağınıza alıp süremez; futbol
oynarken topu elinize alıp koşamazsınız.
İslam Dîn'inin kurallarını da Hz.Rasûlullah Aleyhis-selâm
açıklamıştır.Dileyen uyar; dileyen uymaz!.. Ve neticesine katlanır!Ama
şurası kesindir ki, kimse dînin hükümlerini, kendi arzusuna, zevkine,
keyfine göre değiştiremez!..
Yorumda hürsünüz,fikirde hürsünüz,fiilde hürsünüz.Ama dinin hükümlerini
değiştirme hususunda asla böyle bir hürriyetiniz mevcut değildir!
Çünkü Allah Rasûlü, kendisinden sonra bir Nebi gelmeyeceğini
Müslümanlara duyurmuştur. Dinin kesin hükümlerini de ancak bir Nebi
değiştirebileceğine göre; demek ki bu yol insanlık yaşadıkça kapalıdır!
Asla kafamızdaki hayâli ilâha uygun bir şekilde yeni dini kurallar düşünmeyelim.
Asla kafamızdaki hayâlî ilâha göre kullar, insanlar, davranışlar,
kendimize göre bir dünya düşünmeyelim!.. Çünkü gerçeklerle kesinlikle
bağdaşmayacak olan bu hayâller yüzünden çok büyük acılara kendi
kendimizi atmış olacağız.
__________________