Önemli Duyuru | Sevgili arkadaşlar ekleyeceğimiz hadis ve dini konuların sahih olmasına dikkat edelim kaynağı belli olmayan hadisleri eklemeylim lütfen. |
| | Efendimize (s.a.v) Mektuplar | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Gamzelim Admin
Mesaj Sayısı : 104 Yaş : 28 Nerden : Anti KeNtLİ!! Ruh hali : Herzaman : Kayıt tarihi : 23/08/08
| Konu: Efendimize (s.a.v) Mektuplar C.tesi Ağus. 23, 2008 2:19 pm | |
|
|
|
|
|
| 5000 kişinin katıldığı Rasülallah�a mektup yarışmasından 7 kişinin mektubu sıralamaya konmadan seçildi ve bu 7 mektup sahibi ödül olarak Umreye gittiler. İşte o güzel mektuplardan biri..
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.
Esselatü vesselamü aleyke ya RASULALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya HABİBALLAH
Esselatü vesselamü aleyke ya Seyyidel evveline vel'ahirin,Veselamün alel mürselin.
Rahman'ın günahkar,aciz,gafil,gözü yaşlı kulundan mektup.
Sana mektup yazmak ha!..Sana seslenebilmek, Sana hasret çekemeden, Sana layıkıyla ümmet olamadan Günahlarımla seni üzerek,Yaratılan her zerrenin senin aşkınla yandığını idrak edemeden,utanmadan sıkılmadan sana mektup yazmak ha!...
Affet YA RASULLALLAH (sav). Affet sultanım. Cüretimi bağışla.
Bir gün seni özlemiş,sana olan hasretiyle yanmış tutuşmuş bir güzel kul tanıdım,yemek ikram etmişlerdi ona.Rabbim'in nimetlerine hamdederek başladı.Yüzündeki o parlaklık ne güzeldi. Ama gözlerinin altındaki kızarıklık,alnındaki kıvrımlar, sakalındaki bembeyaz kıllar,şakaklarına yağan karlar bir şeyler haykırıyordu YA RASULLALLAH.
Ümmetinden bir kul,Rahmanın güzel bir kulu.Gülüyordu çehresi, Nur saçıyordu. Yemek yiyorduk hep beraber,çok lezzetliydi.Dudaklarında daima bir kıpırdanma vardı, yemek yerken zorlanıyor zor yutkunuyordu, dertli kul.Yüzüne her bakışımda gözlerinin daima artan ışıltısı dikkatimi çekti.Ve birden ak düşmüş sakallarına doğru iki damla gözyaşını yolculuğa çıkardı.Ağlıyordu ihtiyar amca, gözyaşlarını saklama ihtiyacı hissediyordu. Ama gözleri coşmuştu bir kere, yemeği bırakıp yanına oturdum. Amca dedim:
-Rahatsız mısınız ? Bir şeyiniz mi var ?
-Hayır evladım iyiyim sağol ! dedi.
-Peki amca, niye ağlıyorsun ? dedim.
-Peygamberimiz (sav) aklıma geldi birden. Onu düşündüm ve ağlayıverdim kusura bakma.
Gözünün yaşını sildi,Elhamdülillah dedikten sonra çekildi sofradan. Kenarda bucakta bir yere oturdu, elinin tersiyle gözlerini siliyor ve cebindeki mendilini arıyordu. Ben de kalktım sofradan yeni demlenmiş çaydan getirdim ihtiyar amcama.Çayı karıştırırken elleri titriyor ve dudakları büzülüyordu.Mendiliyle tekrar sildi gözlerini.Çayını içti ve Rabbim'in selamı ile müsaade isteyerek ayrıldı yanımızdan. Düşünce idrakini yitirmiş bir hal içinde düşünüyordum. Adamcağız yemek yerken seni anıyor ve ağlıyordu YA RASULLALLAH (sav). Sana yakın olmanın verdiği coşkuydu gözyaşları.
Senin ümmetinden bir kul.Nasıl oluyor da seni görmeden, kokunu almadan,mübarek ellerini öpmeden sanki yanıbaşındaymışşın gibi seninle yaşıyor. Ben de anlamalıydım,çözmeliydim bu sırrı....
Seni YA RASULLALLAH (sav) evet seni tanımam,bilmem gerekiyordu. Ashab!ı Kiram efendilerimizin hayatından başladım işe. Onların hayatlarını okuyarak sana ulaşmalıydım YA RASULLALLAH (sav), okudum. Ebu Bekir Sıddık , Ali bin Ebu Talip, Hz. Ömer Hz. Osman,Hz. Talha,Hz. Bilal,Sad bin Ebi Vakkas, Hz. Hamza,Abdullah bin Revaha, Ebu Hureyre, Muaz bin Cebel...
Hepsini okudum YA RASULLALLAH (sav).
Şimdi seni okuyorum. Halık'ı zül celal Rabbim'in sevgilisi,biricik kulu.Senin nurunun hürmetine varolan ben seni arıyorum Ya RASULLALLAH (sav). Ömrümün sonuna kadar her nerede ve ne zaman olursa olsun seni hakkıyla tanıyamayacağımı biliyorum.Ben senin deven Kusva'ya aşık oldum efendim.Dayandığın hurma kütüğünün yerinde olabilmek için bin canım olsun feda ederdim.Yeter ki inleyeyim,sen beni okşarsın susarım. Yanımdan ayrılırsan tekrar inlerim YA RASULLALLAH(sav).
Ebu Hureyre(ra) sıcak bir günün öyle vaktinde evinden çıkıp mescide gelmişti. Sende oradaydın YA RASULLALLAH(sav) Açlıktan evinde duramayıp mescidine sana koşmuşlardı. Sen de aç idin. Günlerdir bir şey yememiş açlıktan zayıf düşmüştünüz. Hendek günü karnına iki taş bağlayan da sendin YA RASULLALLAH(sav). Bir deri parçasını temizleyip kızarttıktan sonra açlığını dindiren Sad bin Ebi Vakkas (ra) değil miydi EFENDİM.Bir hurma tanesini annesine saklayan Ebu Hureyre değil miydi?Bir avuç arpa ekmeğiyle yetinen HABİBULLAH sendin efendim. Ya ben midemin doluluğunun sarhoşluğuyla seni unutan ben değil miyim. Abdullah bin Revaha (ra) gibi elimdeki kemik parçasını fırlatıp ''ben hala bu dünyada yaşıyor muyum?''diyebilir miyim ? Senin ölümünle Hz.Bilal(ra) susmuştu.Bir daha ezan okumayacaktı.Kızgın çölde kayaların altında inlerken EHAD,EHAD diyerek senin nurunu görmüyor muydu YA RASULLALLAH(sav).
Sana nasıl kavuşacağız bilemiyorum.Günahlarımın derdiyle,hasretinin yangınıyla,Aşkının ateşiyle,sana ümmet olmanın sevinciyle arz ediyorum halimi. Sana gelmek var ölmeden önce, Şehrinde narına yanıp kül olmak var.Sana geldikten sonra bir daha dönmemek olsa (inşallah) yanında kalsam,ayak bastığın yerlere gömülsem. Kıyamete kadar yanında olsam.Toprağın altında dahi alırım kokunu YA RASULLALLAH(sav).
VE ÖLÜM...
Nikah saati :RABBİME ve SANA yolculuk.Tahta arabanın içinde keyifli seyahat....
Ölmeyi bilene kutlu olsun. EY DÜNYA!...
Anlat şimdi ayrılık acısını,Peygamber sana veda ederken çektiğin acıyı anlat.Bağır, durma, Haykır: VAĞLEMU ENNE FİKUM RASULLALLAH de...
O'nun vefat ettiği gün.Söyle ey dünya ne haldeydin.Her zerre O'nun ölümüyle yok olmak isterken sen nasıl raksettin.Yine sabahları güneşi davettin.Karanlığı nasıl kovdun.Söyleeeee...
Her gün raksedip dönmektesin değil mi ey dünya. Kainatta yalnız sen ONA kucak açtın,bu mutluluk senin değil mi. Güneş bile kıskanır seni ALLAH'ın Habibi yaşadı üzerinde. Ne kadar bahtiyardın o devirde varlığının şükrünü eda ediyordun. Denizlerin bir ayrı güzeldi O varken. Suların daha bir tatlıydı. Ağaçlar,dağlar , ovalar,bitkiler, kuşlar ve sen ey dünya ne kadar mutluydunuz.
Ama o gün:RABBİM (c.c.) çağırıyordu Habib'ini.
Rabbim'in emriyle Cebrail yanına geldi YA RASULLALLAH(sav),Azrail (a.s.) kapıda senden izin bekliyordu. Kisra nın sarayını aydınlatan nurunla gelecektin.
Sessizlik acımasız ve dert yüklüydü,
Aniden peygamberin dudakları kıpırdadı,
YÜCE DOSTA ,REFİK'İ ALA'YA
PEYGAMBER vefat etti.
Üsame seferden döndü,zafer müjdesiyle kavuşacaktı sana. Abi bin Ebu Talib'in dizine başını dayamıştın. Ölüm bile sana o kadar yakışmıştı ki, VUSLAT seninle güzel oldu. Kusva gözyaşlarıyla inlemekteydi. Hz. Ebu Bekir(ra.)geldi seni öptü öptü öptü....
Yokluğun acısıyla yanan gönüller, kardeşlerin, Seni çok özlediler Ya Rasullallah (sav)
Ben de özledim seni. Rüyalar da teselli bulan ümmetine şefaat eyle EY SEVGİLİ... |
| |
| | | Gamzelim Admin
Mesaj Sayısı : 104 Yaş : 28 Nerden : Anti KeNtLİ!! Ruh hali : Herzaman : Kayıt tarihi : 23/08/08
| Konu: Geri: Efendimize (s.a.v) Mektuplar C.tesi Ağus. 23, 2008 2:22 pm | |
| Gönlümün Sultanı
Bismillahirrahmanirrahim
Canım peygamberim,haddimiz olmayarak sana bunları yazmayı istedim. Ne olur kabul buyur. Önce Seni ne kadar sevdiğimi anlatmak istiyorum. Gerçi seni anlatmak kelimelere sığmaz ama içimdeki bu sevgiyi kelimelere dökebildiğim kadar dökmek istiyorum.
Gönlümün Sultanı! Seni o kadar çok seviyorum ki küçücük bir cümle belki bunu anlatmaya yeter. Seni tanımıyordum yaşamıyordum ve seni tanıyorum ve o gündür yaşıyorum canım Peygamberim. Sen varken ümitsizlik yok, isyan yok, hayasızlık yok, kötü olan hiçbir şey yok. Sen varsın güzellik var, sabır var, huzur var. Belki de senin istediğin şekilde seni yaşayamıyoruz ama Seni yaşamaya çalışıyoruz Ya Rasulallah. Sünnetlerini öğreniyoruz, Senden Allah sevgisini öğreniyoruz. Baktığımız her yerde seni görmeye çalışıyoruz ve en büyük Sevgiliye senden ulaşmayı istiyoruz. Bu sevgi içimizde öyle büyüyor ki, gördüğüm her insana, dağa, taşa, kuşa önüme kim gelirse Seni anlatmak, bizi ne kadar sevdiğini anlatmak istiyorum Ya Rasulallah.
Bıraktığın yerde değiliz. O kadar boş yaşıyoruz ki hep ziyandayız. Acaba bizi ümmetin olarak kabul edecek misin? Eğer Sen bizi kabul etmezsen Yüce Rabbim bizleri nasıl affedecek Ya Rasulallah? Bırakma bizi gönlümün Sultanı, bırakma bizi.
Sen alemlere rahmetsin Ya Rasulallah. Sen yüzyıllar ötesinde değilsin, Sen burdasın, yanımızdasın, hemen yanıbaşımızdasın. Seni hakkıyla bir sevebilsek Ya rasulallah, Seni tam olarak bir yaşayabilsek.
Ya Seni bilmeseydik, ya Seni tanımasaydık Ya Rasulallah. O zaman halimiz ne olurdu? Allahıma, Yüce Rabbime şükrediyorum her an, iyi ki senin ümmetin olarak doğduk, iyi ki Seni tanıyoruz, iyi ki Seni biliyoruz Ya Rasulallah. Sen olmasaydın Ya Rasulallah her geceki ağlamalar bitmeyecekti. İsyanlar bitmeyecekti babam olmadığı için ama Sende babasız doğup büyüdün Ya Rasulallah kendimi öyle avutuyorum. Seni çok seviyorum gönlümün Sultanı, bizleri ümmetin olarak kabul et.
Yüce Rabbim Sen bizleri affet.
Zatının hatrına affet.
Ne olur affet bizi.
Allahım Seni çok seviyorum... | |
| | | reyhan..
Mesaj Sayısı : 59 Herzaman : <marquee>? بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم? </marquee> Kayıt tarihi : 23/08/08
| Konu: Geri: Efendimize (s.a.v) Mektuplar C.tesi Ağus. 23, 2008 7:29 pm | |
| (BİSMİLLAHİRAHMANİRRAHİM) O geliyor...MUHAMMED-ÜL EMİN geliyor............
Sevgili peygamberim;
Anam babam sana feda olsun ya habibim...Sana meftunuz kalbimiz bu aşkı yenemedim sana meftun olmuş bu ümmet hala sana kilitli biz seni merhametini sevdik senin yerinede anne dedik annemize senin yerinede dedik babamıza anam babam feda olsun sana H.Z ENES ne güzel MUTLULUK ÇAGI çocukları onu alıp okşarken kalbimizin köşesinde seni izliyorduk ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN YA MUHAMMED-ÜL EMİN beni seviyormusunuz dendiğinde seni seviyoruz diyer bagırışın ewet seniiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii seviyoruz sana aşık olduk bu kalp agrısıyla sana meftun kaldık ebu cehil ne eziyetler çektirmişti sen hala onlara azarlamadın sabahlara kadar namaz kılışın aklımıza geliyor sana meftunuz halan dogdugun ev hayatımın en güzel evi ümmetin diyordun ANAM BABAM SANA FEDA OLSUN...!!!!!
Allah c.c razı olsun arkadaşlar çok güzel yazmıışsınız (ELHAMDÜRİLALH) | |
| | | | Efendimize (s.a.v) Mektuplar | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |